Examples of using "知らない。" in a sentence and their turkish translations:
- Bilmiyorum.
- Bilmem.
Ben bilmiyorum ve o da bilmiyor.
- Bilmiyorum.
- Ben bilmiyorum.
- Bilmem.
Bilmiyorum.
ama bilmiyoruz.
Anahtarımın nerede olduğunu biliyor musun?
Saatimin nerede olduğunu biliyor musun?
- Bilmiyorum.
- Bilmem.
Dünya'nın neresinde olursa olsun...
O hiç İngilizce bilmez.
- Nereden bileyim?
- Nereden bileyim ben?
- Ben nereden bileyim?
Onu tanımıyorum.
Peki, Esperanto bilmiyor musun?
Tom Fransızca bilmez.
Bildiğim tek dil Fransızca'dır.
Onu sadece ismen tanıyorum.
Kızların her ikisini de tanımıyorum.
Ne kadar zamandır orada bilmiyorum.
Kim bilir, daha başka ne sırlar gizli...
Onlar kurallardan habersiz.
Cevabı bildiğimi sanmıyorum.
Onu tanımıyoruz.
- Herhangi biri Tom'un soyadını biliyor mu?
- Tom'un soyadını bilen biri var mı?
Bana Tom'un bilmediğini mi söylüyorsun?
Onu nasıl yapacağını kimse bilmiyor.
Tom'un kaç yaşında olduğunu bilmiyorum bile.
Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
- Japonya hakkında bir şey bilmiyorum.
- Japonya hakkında herhangi bir şey bilmiyorum.
Her iki çocuğu da tanımıyorum.
Bu kelime bana tanıdık değil.
O, haberi yokmuş gibi davrandı.
Hiç kimse onun adını bilmiyor.
Babamın yıllık gelirini bilmiyorum.
O, nasıl yüzeceğini bilmiyor.
O, henüz gerçeği bilmiyor.
Bu hanımı tanımıyorum.
Tom ve Mary onu bilmiyor.
Ben onun adını bilmiyorum.
Onlar bizi tanımazlar.
- Onların hiçbiri tanımıyorum.
- Onlardan hiçbirini tanımıyorum.
Hiçbir şey bilmiyormuş gibi yap.
Hiç kimse sebebini bilmiyor.
- Bilmiyorum.
- Ben bilmiyorum.
- Bilmem.
O çocuğun kim olduğunu bilmiyorum.
Onu hiç tanımam.
Dünyanın birçok yerini görmedi.
Tom'u tanımadığına emin misin?
O, nasıl gitar çalacağını bilmiyor.
Artık seni tanımıyorum.
Bilmediğini mi söylemek istiyorsun?
Bay Brown'ı tanımıyor musun?
Tom programlama hakkında tek şey bilmiyor.
Hangi gün geleceğini bilmiyorum.
O ne Fransızca ne de Almanca bilir.
Ben bu konuda hiçbir şey bilmiyorum.
Adamın kim olduğunu bilmiyorum.
Şimdi Tom'un kaç yaşında olduğunu bilmiyorum?
Tam olarak bilmiyorum.
Ona ne olduğunu bilmiyorum.
Fakir olmanın ne olduğunu bilmiyor.
Japon olduğumu bilmiyorlar.
Onun bunu bilmemesi gerektiği şaşırtıcıdır.
Almanca bilmiyorsun, değil mi?
Ben tanımadan önce yaz geçmişti.
Öyle şeyler konusunda bilgim yok.
Çocuklarla nasıl baş edeceğini bilmez.
O, hiç Fransızca bilmez.
Elektronik hakkında bir şey bilmez.
Onun adını bilmiyor musunuz?
Hiç kimse onun gerçek adını bilmiyor.
Ben onun nasıl biri olduğunu bilmiyorum.
O, hiç İngilizce bilmez.
- O beni tanımıyormuş gibi davrandı.
- Beni tanımıyor numarası yaptı.
Onun nereye gittiğini bilmiyorum.
Araba sürmeyi bilmiyorum.
Fransızca bilmediğini yanıtladı.
Üç adamdan hiçbirini tanımıyorum.
Onların nerede olduklarını bilmiyorum.
O kadını hiç tanımıyordum.
O, iki kardeşini de tanımıyor.
Ben sadece bunu biliyorum.
Dikkatsizce bir yabancıya e-posta adresimi verdim.