Translation of "Boas" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "Boas" in a sentence and their turkish translations:

Boas festas.

- İyi tatiller.
- Bayramınız kutlu olsun.
- Mutlu tatiller.

São boas crianças.

Onlar güzel çocuklar.

Temos boas notícias.

İyi haberimiz var.

Somos boas amigas.

- Biz iyi arkadaşlarız.
- Biz iyi arkadaşız.

Para criar boas histórias.

iyi hikâyeler yapabilmek için bilmemiz lazım.

Tomou boas decisões, hoje.

Bugün iyi kararlar verdin.

Ela aceita boas sugestões.

O, iyi önerileri kabul eder.

Recebi as boas-vindas.

Karşılandım.

Está em boas mãos.

O emin ellerde.

Eu tenho boas notícias.

İyi haberim var.

Estamos em boas mãos.

İyi ellerdeyiz.

Eles tinham boas intenções.

Onların niyeti iyiydi.

- Estavam bons?
- Estavam boas?

Onlar iyi miydi?

Tom tirava boas notas.

Tom iyi notlar alırdı.

- Tens boas notícias?
- Você tem boas notícias?
- Você tem alguma boa notícia?

Hiç iyi haberin var mı?

Se não tomarmos boas decisões.

ne kadar tehlikeli olabileceğini hatırlatıyor.

Com boas leis e costumes.

iyi yasalar ve gümrüklerle.

Tom tem muitas qualidades boas.

Tom'un birçok iyi niteliği var.

Tom tinha muitas ideias boas.

Tom'un bir sürü iyi fikirleri vardı.

Hoje as notícias são boas.

Bugün haberler iyidir.

Eu estou em boas condições.

İyi durumdayım.

Tom tem muitas ideias boas.

Tom'un bir sürü büyük fikirleri var.

Meus pais eram boas pessoas.

Ailem iyi insanlardı.

Meus pais são boas pessoas.

Ailem iyi insanlar.

No mundo há pessoas boas.

Dünyada iyi insanlar var.

São boas ou más notícias?

Bu iyi haber mi yoksa kötü haber mi?

Tenho boas notícias para ti.

Senin için iyi haberim var.

Tenho boas notícias para você.

Senin için iyi haberim var.

- O Tomás tem muitas e boas ideias.
- O Tom tem muitas boas ideias.

Tom'un çok güzel fikirleri var.

- Eles não estão bons.
- Elas não estão boas.
- Eles não são bons.
- Elas não são boas.
- Não estão bons.
- Não estão boas.

Onlar iyi değil.

Boas notícias, voltámos ao trilho antigo,

İyi haber şu ki soğuk zincir güzergâhına yeniden girdik

E isso não são boas notícias.

Bu iyi bir haber sayılmaz.

Foi mesmo acionado. São boas notícias.

Bu kesinlikle tetiklendi. Bu iyi haber.

Ela é cheia de boas intenções.

O iyi niyetlerle dolu.

Tom tem umas ideias muito boas.

Tom'un bazı çok iyi fikirleri var.

Você sempre mereceu tirar boas notas.

- Her zaman iyi notlar almaya layıktın.
- Her zaman iyi notlar almaya layıktınız.
- Her zaman iyi notlar almayı hak ederdiniz.
- Her zaman iyi notlar almayı hak ederdin.

Algumas são boas, outras são ruins.

Bazıları iyi, diğerleri kötü.

Ele está em boas condições físicas.

Fiziksel durumu iyidir.

Sempre obtive boas notas em francês.

Fransızcada her zaman iyi notlar aldım.

Tom tira boas notas em francês.

Tom Fransızcada iyi dereceler aldı.

Recebemos as boas-vindas do Capitão.

Kaptan tarafından karşılandık.

O Tom tem algumas boas notícias.

Tom'un bazı iyi haberleri var.

Há muitas coisas boas no mundo.

Dünyada çok iyi şeyler vardır.

Há algumas boas maçãs na cesta.

Sepette bazı iyi elmalar var.

Magnalena e Ania são boas amigas.

Magdalena ve Ania iyi arkadaşlardır.

Meus pais não eram boas pessoas.

Ailem iyi insanlar değillerdi.

Eu tenho boas notas em francês.

Fransızcada iyi notlar aldım.

- Tenho certeza de que suas intenções eram boas.
- Estou certo de que suas intenções eram boas.

Niyetlerinin iyi olduğundan eminim.

A SSI dá as boas-vindas aqui

SGK karşılıyor işte

O capitão nos deu as boas vindas.

Bizi kaptan karşıladı.

Ainda devem existir pessoas boas neste mundo.

İyi insanlar hâlâ bu dünyada var olmalıdır.

Coisas boas acontecem para quem sabe esperar.

Sabreden derviş muradına ermiş.

Você disse algumas coisas boas sobre mim.

Benim hakkımda bazı güzel şeyler söyledin.

O inferno está cheio de boas intenções.

Cehennem iyi niyetlerle döşelidir.

Ele tem boas chances de ser eleito.

Seçilme şansı yüksek.

O Tom tira boas notas em francês.

Tom Fransızcada iyi notlar alır.

Ele ficou feliz com as boas notícias.

O, iyi haber tarafından keyiflendi.

Eu costumava tirar boas notas em francês.

Ben Fransızcada iyi notlar alırdım.

As uvas desta videira são muito boas.

Bu asmanın üzümleri çok iyi.

Eu tenho boas notícias para você, Tom.

Senin için iyi haberlerim var, Tom.

- Seja bem-vindo!
- Bem-vindo!
- Boas vindas!

- Hoş geldin!
- Hoş geldiniz!

Boas notícias, voltámos à rota de cadeia fria,

İyi haber şu ki soğuk zincir güzergâhına yeniden ulaştık.

Dão as boas-vindas ao regresso do dia.

Günün gelişini selamlarlar.

Eu posso escrever boas histórias quando tenho vontade.

Canım istediği zaman güzel hikayeler yazabilirim.

Tenho certeza de que Tom tem boas intenções.

- Tom'un niyetinin kötü olmadığından eminim.
- Tom'un niyetinin iyi olduğuna eminim.

Por que coisas ruins acontecem a pessoas boas?

Neden kötü şeyler iyi insanların başına gelir?

- Nós somos muito bons.
- Nós somos muito boas.

Gerçekten iyiyiz.

As laranjas são boas fontes de vitamina C.

Portakallar iyi bir C vitamini kaynağıdırlar.

Há muitas razões boas para não fazer isso.

Onu yapmamak için bir sürü iyi nedenler var.

Você quer saber as boas ou as más notícias?

İyi mi yoksa kötü haber mi istiyorsun?

Frango, atum e soja são boas fontes de proteína.

Tavuk, ton balığı ve soya fasulyesi iyi protein kaynaklarıdır.

Pela sua cara, posso dizer que tem boas notícias.

Yüzünüzdeki görüntüden, iyi haberiniz olduğunu söyleyebilirim.

Porque nos protegem de todas as coisas, boas e más.

çünkü iyi veya kötü şeyler duygularımızı saptıracaktır.

Saiu-se bem hoje. Tomou boas decisões, algumas sob pressão.

Ama bugün çok iyiydiniz. Yoğun baskı altında bile çok iyi kararlar verdiniz.

boas memórias e as levam a sério, e as transmitem.

güzel anıları var ve anıları ciddiye alıyorlar ve onları başkalarına aktarıyorlar.

- Quais são as boas notícias?
- Qual é a boa notícia?

İyi haber nedir?

Vamos fazer uma festa surpresa de boas-vindas para Tom.

Tom'a sürpriz bir karşılama partisi yapalım.

- Somos bons amigos.
- Somos boas amigas.
- Nós somos bons amigos.

Biz iyi arkadaşlarız.

- Eles se tornaram bons amigos.
- Elas se tornaram boas amigas.

Onlar iyi arkadaş oldular.

Não posso esperar para contar a Tom as boas notícias.

İyi haberi Tom'a söylemek için sabırsızlanıyorum.

O Tom consentiu que as sugestões da Mary foram boas.

Tom Mary'nin önerilerinin iyi olanlar olduğunu kabul etti.

Tomou boas decisões hoje e encontrámos um dos bicharocos que procurávamos,

Bugün akıllıca seçimler yaptınız ve aradığımız yaratıkların birini bulduk,

Férias são boas para pessoas que se entediam durante o ano.

Tatiller yıl boyunca sıkılmış insanlar için güzeldir.

Para uma pessoa em boas condições físicas, escalar montanhas é canja.

İyi fiziksel durumda olan biri için dağa tırmanmak bir çocuk oyuncağı.

As máquinas digitais não são tão boas como as câmaras rudimentares.

Dijital fotoğraf makineleri basit kameralar kadar iyi değildir.

É por isso que as árvores são boas no rastreamento, apanham pistas.

İz süren biri için ağaçlar bu yüzden iyidir. Çünkü genelde işaret barındırırlar.

Até agora, as suas boas decisões ajudaram-me a sobreviver ao deserto

Şimdiye kadar zekice seçimleriniz bu acımasız çölde hayatta kalmamı sağladı

E não duraremos muito se não formos rápidos e fizermos boas escolhas.

ve hızlı hareket edip zekice seçimler yapmazsak çok fazla dayanamayız.

Não há nada no mundo que não nos ensine algumas boas lições.

Dünyada bize iyi ders vermesinden başka hiçbir şey yok.

A irmã dele e eu, com certeza, vamos nos tornar boas amigas.

Onun kız kardeşi ve ben kesinlikle iyi arkadaş olacağız.

- Seja bem-vindo!
- Bem-vindo!
- Boas vindas!
- Bem-vinda.
- Seja bem-vinda!

- Hoş geldin!
- Hoş geldiniz!

- Deixe-me ir contar ao Tom as boas novas.
- Deixe-me ir contar ao Tom as boas notícias.
- Deixe-me ir contar ao Tom a boa notícia.

Gideyim ve Tom'a iyi haberi söyleyeyim.

Só de olhar para a tua cara, eu sei que tens boas notícias.

Sadece yüzüne bakarak iyi haberlerin olduğunu biliyoruz.

- Seja bem-vindo!
- Bem-vindo!
- Boas vindas!
- Bem-vinda.
- Seja bem-vinda!
- Sejam bem-vindos!

- Hoş geldiniz!
- Hoş geldiniz.

- Seja bem-vindo!
- Bem-vindo!
- Boas vindas!
- Seja bem-vinda!
- Bem-vinda!
- Sejam bem-vindos!

- Hoş geldin!
- Hoş geldiniz!

- Tenho boas razões para odiar o Tom.
- Eu tenho bons motivos para odiar o Tom.

Tom'dan nefret etmek için iyi nedenlerim var.