Translation of "Paranız" in English

0.004 sec.

Examples of using "Paranız" in a sentence and their english translations:

Hiç paranız yok.

You never have any money.

Bütün paranız bankada.

All your money is in the bank.

Ne kadar paranız var?

- How much money do you have?
- How much money have you got?

Çok paranız olsun ister misiniz?

Would you like to have lots of money?

Cüzdanınızda ne kadar paranız var?

How much money do you have in your purse?

Yeterli paranız yok, değil mi?

You don't have enough money, do you?

Eğer paranız yoksa, onsuz yapmak zorundasınız.

If you don't have money, you have to do without.

Daha çok paranız olmasını ister misiniz?

Do you wish that you had more money?

Paranız varsa, lütfen bana biraz ödünç verin.

If you have any money, please lend me some.

Bu araba, paranız için en iyi anlaşma.

That car is the best deal for your money.

Diğerlerinden daha çok paranız olduğu için suçlu hissediyorsanız.

Feel guilty that you have more money than other people?

Onu satın alacak kadar paranız olduğundan emin misiniz?

Are you sure you have enough money to buy that?

Bunu almak için gerçekten yeterli paranız var mı?

Do you really have enough money to buy this?

Paranız tek merkezdeki bir bilgisayarda yaşayan bir hayalet gibi.

Your money is like a ghost, living in a centralized computer.

Para her şey değildir ama paranız yoksa hiçbir şey yapamazsınız.

Money isn't everything, but if you have no money, you can't do anything.

Paranız, altın ya da başka bir değerli emtia ile desteklenmiyor.

Your money isn't backed by gold or some other valuable substance.

- O senin paran, değil mi?
- O sizin paranız, değil mi?

It's your money, isn't it?

O tutumla ne kadar çok paranız olursa olsun mutlu olmazsınız.

With that attitude, you'll never be happy no matter how much money you have.

Şimdi üzerinizde nakit paranız var mı? Bana biraz ödünç verir misin?

Do you have cash on you now? Could you lend me some?

Bunu satın almak için yeterli paranız yoksa, size biraz borç veririm.

If you don't have enough money to buy that, I'll lend you some.

- İhtiyacın olan her şeyi alabilecek kadar yeterli paran var mı?
- İhtiyacınız olan her şeyi alabilecek kadar yeterli paranız var mı?
- İhtiyacın olan her şeyi almaya yetecek kadar paran var mı?

Do you have enough money to buy everything you need?