Translation of "Imkanı" in French

0.005 sec.

Examples of using "Imkanı" in a sentence and their french translations:

Bilmenin imkanı yok.

Il n'y a aucun moyen de savoir.

Staj yapma imkanı yakalıyorlar.

Elles ont la possibilité d'être jumelées avec des travailleurs.

Olduğu öze dönme imkanı...

où se trouvent toutes les réponses.

Yoksa imkanı yok çıkıcak

sinon il n'y aura aucune possibilité

Hatta kendi işlerini kurma imkanı bulabiliyorlar.

Et peut-être même d'avoir leur propre entreprise.

Kişiye iç gözlemini yapma imkanı veriyor,

donne à la personne l'opportunité d'être introspective,

Adaya tekne haricinde ulaşma imkanı yok.

- Il n'y a pas d'autre moyen d'atteindre l'île qu'en bateau.
- Il n'y a aucun moyen d'atteindre l'île autre que le bateau.
- Il n'y a pas de moyen d'atteindre l'île autrement qu'en bateau.

Ateş yakma imkanı olmadığı için, balığı çiğ çiğ yedi.

Comme il n'avait aucune possibilité de faire du feu, il mangea le poisson cru.

Içinde ancak tamamlandığında ve maksimum kapasitesiyle çalıştığında yüz bin iş imkanı . Gerçekleştirilmemiş bir rüya. Daha önce anlatılan

achevée et travaille à sa capacité maximale. Un rêve non réalisé. Tout ce qui a été précédemment raconté