1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-German
  4. Sınıfındaki

Translation of "Sınıfındaki" in German

0.008 sec.

Examples of using "Sınıfındaki" in a sentence and their german translations:

Sınıfındaki herkes ondan hoşlanır.

- Jeder in ihrer Klasse mag sie.
- Alle in ihrer Klasse mögen sie.

O sınıfındaki en hızlı koşucu.

Er ist der schnellste Läufer seiner Klasse.

Sınıfındaki bütün çocuklardan daha uzun boyludur.

Er ist größer als alle anderen Jungs in seiner Klasse.

Tom sınıfındaki en uzun boylu çocuk.

Tom ist der größte Junge in seiner Klasse.

- Tom sınıfındaki başka bir çocuktan daha uzun boylu.
- Tom, sınıfındaki çocukların hepsinden daha uzun.

Tom ist größer als alle anderen Jungs in seiner Klasse.

Tom sınıfındaki diğer öğrencilerden biraz daha yaşlı.

Tom ist etwas älter als die anderen Schüler in seiner Klasse.

Tom Fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.

Tom ist in Naturwissenschaften besser als jeder andere in seiner Klasse.

O sınıfındaki başka birinden daha iyi şarkı söyleyebilir.

- Sie kann besser singen als irgendein anderer in ihrer Klasse.
- Sie kann besser als alle anderen in ihrer Klasse singen.

O, sınıfındaki başka bir çocuktan daha hızlı yüzebilir.

Er kann schneller schwimmen als alle anderen Jungen in seiner Klasse.

Tom sınıfındaki diğer çocukların herhangi birinden daha uzun.

Tom ist größer als alle anderen Kinder in seiner Klasse.

Tom akıllı bir çocuk. Sınıfındaki en iyi öğrencidir.

Tom ist ein kluges Kind. Er ist der beste Schüler seiner Klasse.

Mary sınıfındaki en kendinden emin ve başarılı kızlardan biriydi.

Maria war eines der selbstbewusstesten und erfolgreichsten Mädchen ihres Jahrgangs.

Tom çok çalışmak ve sınıfındaki diğer öğrencilere yetişmek zorunda.

Tom muss fleißig lernen und den Anschluss an die anderen Schüler seiner Klasse finden.

Tom Mary'ye sınıfındaki en yakışıklı erkeğin kim olduğunu düşündüğünü sordu.

Tom fragte Maria, wen sie für den gutaussehendsten Jungen in ihrer Klasse halte.

Mary muhtemelen sınıfındaki en utangaç ve kendine en az güvenen bir kızdı.

Maria war womöglich das schüchternste und am wenigsten selbstbewusste Mädchen in der Klasse.

Yamada kendi sınıfındaki kızlar arasında popüler değil ama daha genç kızlar arasında popüler.

Yamada ist nicht besonders beliebt bei den Mädchen in seinem Jahrgang, aber er wird von den jüngeren Schülerinnen umschwärmt.