Translation of "Hali" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Hali" in a sentence and their japanese translations:

Menopozdan sonraki hali.

閉経後のものです

Annemin kötü ruh hali geçicidir.

母親の機嫌が悪いのは一過性だ。

O, onun her zamanki hali.

彼は相変わらずだ。

O gençken hali vakti daha iyiydi.

彼は若い頃は暮らし向きがよかった。

Onun hali vakti eskisinden daha iyi.

彼は前より裕福になった。

O, iyi bir ruh hali içinde.

彼は機嫌が良い。

Onun ruh hali sık sık değişir.

彼の気分はよく変わる。

O iyi bir ruh hali içerisindeydi.

彼は上機嫌だった。

O kötü bir ruh hali içinde.

彼は機嫌が悪い。

O, kötü bir ruh hali içindeydi.

彼女は不機嫌だった。

Kötü bir ruh hali içinde misin?

機嫌悪いの?

O, kızgın bir ruh hali içinde.

彼は機嫌をそこねている。

Onun kötü bir ruh hali var.

彼は気が短い。

O günlerde ailemin hali vakti yerindeydi.

当時我が家は暮らし向きがよかった。

Tom kötü bir ruh hali içinde.

トムは機嫌が悪い。

Kamboçya'da, hali hazırda bir yetimhane kurduktan sonra.

それもカンボジアに孤児院を 開いてしまってからです

O, nadiren iyi bir ruh hali içindedir.

彼の機嫌がいいことなど滅多にない。

O çok iyi bir ruh hali içinde.

彼女はめっちゃ機嫌がいいよ。

Tom çok iyi bir ruh hali içinde.

トムね、めっちゃ機嫌がいいんだ。

Tom şimdi kötü bir ruh hali içinde.

トムは今機嫌が悪い。

Tom çok iyi bir ruh hali içindeydi.

トム、とっても機嫌がよかったよ。

Amerikalı yaşlı vatandaşların nispeten hali vakti yerinde.

アメリカのお年寄りは比較的裕福である。

Dediklerine göre ev sahibinin zamanında hali vakti yerindeymiş.

その大家は以前は暮らし向きがよかったそうだ。

O, şimdi oldukça kötü bir ruh hali içinde.

彼女は今かなり機嫌が悪いよ。

Ciddi yaralarına rağmen onların hepsi iyi ruh hali içindeydi.

重傷を負っていたのに、彼らは皆元気であった。

Görünüşe göre o şimdi kötü bir ruh hali içinde.

彼の顔つきからすると今は機嫌が悪い。

Tom bugün daha iyi bir ruh hali içinde mi?

今日のトムは機嫌がいい?

Bu sabah kötü bir ruh hali içindesin gibi görünüyorsun.

今朝は何だか機嫌が悪いみたいだね。

Onun ifadesine bakılırsa, o kötü bir ruh hali içinde.

表情から判断すると、彼は機嫌が悪い。

O kötü bir ruh hali içinde, bu onun için nadirdi.

彼は機嫌が悪かったが、それは彼には珍しいことだった。

- O, kötü bir ruh hali içerisinde olması dolayısıyla seninle konuşmayı reddedebilir.
- O seninle konuşmayı reddedebilir çünkü o çok kötü bir ruh hali içinde.

彼女があなたに話しかけるのを拒否するのも当然だ。なぜなら彼女はとても機嫌が悪いからだ。

Dondurma yemek beni her zaman mutlu bir ruh hali içine koyar.

私はアイスクリームを食べるといつも幸せな気分になる。

İş o kadar başarılıydı ki, onun şimdi hala hali vakti yerinde.

仕事がとてもうまくいったので、彼はいまだによい暮らしをしています。

Annem kötü havadan dolayı golf oynayamadığı için kötü bir ruh hali içindeydi.

天候不良のためゴルフができなくて、母は機嫌が悪かった。

İyi ruh hali içindeki herkes yarın başlayacak olan beş günlük tatili dört gözle bekliyor.

明日から5連休だから、みんなルンルン気分だね。

- Tom yorgun ve kötü bir ruh hali içindeydi.
- Tom yorgundu ve kötü bir moddaydı.

トムは疲れていて不機嫌だった。

Bugün erkek arkadaşımla çıkıyorum, bu yüzden bu sabahtan beri çok iyi bir ruh hali içindeyim.

今日は彼とデートだから、朝からウキウキ、ルンルン気分。

Yurt dışına seyahat ettiğinde çok geniş hissedersin. Böyle bir ruh hali içinde fazla para harcamak kolaydır.

海外に行くと、気が大きくなって思わず使いすぎちゃうんだよね。

Ben uzun süre ziyaret etmediğim bir ressamın atölyesini ziyaret ettim. Bu ressam az önce yeni bir model edindi ve çok iyi bir ruh hali içindeydi.

- 私はある画家のアトリエを久しぶりで訪ねたが、その画家は、新しいモデルを手に入れたばかりのところで、大いに上機嫌だつた。
- 私はある画家のアトリエを久しぶりで訪ねたが、その画家は、新しいモデルを手に入れたばかりのところで、大いに上機嫌だった。