Translation of "Yeme" in Japanese

0.022 sec.

Examples of using "Yeme" in a sentence and their japanese translations:

Domuz gibi yeme.

そんなにがつがつ食べるんじゃないよ。

Okurken yemek yeme.

本を読みながら食事をしてはいけません。

Kendisi, akrep yeme uzmanı.

‎サソリを捕食するプロだ

Öğünler arası yemek yeme.

間食をするな。

Tırnaklarını yeme alışkanlığından kurtulmalısın.

つめをかむ癖を止めなければ行けない。

Tırnaklarını yeme alışkanlığı var.

彼女は爪を噛む癖がある。

Öğle yemeği yeme zamanı.

お昼ですよ。

Çok fazla kek yeme.

ケーキを食べ過ぎないようにね。

Yeme alışkanlıkları ülkeden ülkeye değişir.

食習慣は国により異なる。

Yeme alışkanlıklarını değiştirsen iyi olur.

食生活変えた方がいいよ。

Uyuşma geçene kadar yemek yeme.

しびれがとれるまで食事はしないでください。

Yeme alışkanlıklarını değiştirmen gerektiğini düşünüyorum.

食生活変えた方がいいよ。

- Yemeğin ucundan alıp bırakma.
- Uyuşuk uyuşuk yeme.
- Mıymıntı gibi yeme.
- Canlı canlı ye.

嫌そうに食事をするな。

Çok fazla yeme hastalığa neden olabilir.

食べ過ぎると病気になるかもしれない。

En azından üç saat yemek yeme.

食事は少なくとも3時間はしないでください。

Sadece balık yeme. Et de ye.

魚だけでなく、肉も食べなさい。

O yeme yarışmasında birincilik ödülü aldı.

彼女は大食い競争で一番になった。

- Sezar'ın hakkı Sezar'a.
- Yiğidi öldür, hakkını yeme.

悪人でも手柄は認めてやれ。

Benim daha fazla şeker yeme isteğim yok.

もうこれ以上甘いものは食べたくない。

Yarınki parti için yeme içme işini düzenledim.

明日のパーティーにはケータリングを手配しました。

Sadece balık yeme. Biraz et de ye.

魚だけでなく、肉も食べなさい。

Dışarıda yemek yeme maliyeti burada oldukça yüksek.

当地では外食は非常に高くつく。

Bu akşam dışarıda yeme hakkında ne düşünüyorsun?

今日は外で食事をしよう。

Yemeğini aç kurt gibi yeme. Daha yavaş yemelisin.

そんなガツガツ食べないで、もうちょっとゆっくり食べようよ。

Japonya'da yılbaşı için pirinç kekleri yeme geleneği vardır.

日本ではお正月にお餅を食べる習慣があります。

Onun sırtını kaşıma ve tırnaklarını yeme alışkanlığı vardı.

彼は背中を掻いたり、爪を噛んだりする癖がある。

O günde sadece iki öğün yemek yeme alışkanlığı içindedir.

彼は一日に二食しかとらない習慣だ。

Çin'de yemek yeme alışkanlıkları son yıllarda hızla Amerikanlaşmaya başlamıştır.

中国では近年急速に食生活のアメリカ化が進んでいる。

- O kadar çok yemeyin. Şişmanlarsınız.
- O kadar çok yeme. Şişmanlayacaksın.

そんなに食べてはいけません。太りますよ。

Sebzeleri yeme yerine, o, onları bir doğrayıcıya koyar ve onları içer.

彼は野菜を食べる代わりに、ミキサーにかけて飲む。