1. Home
  2. Translation in context
  3. Turkish-Portuguese
  4. Yaşlıyım

Translation of "Yaşlıyım" in Portuguese

0.004 sec.

Examples of using "Yaşlıyım" in a sentence and their portuguese translations:

Ben yaşlıyım.

- Eu sou velho.
- Eu sou velha.
- Eu estou velho.
- Eu estou velha.
- Sou velho.
- Estou velho.
- Sou velha.

Düşündüğünden daha yaşlıyım.

- Sou mais velho do que pensa.
- Sou mais velho do que você pensa.
- Eu sou mais velho do que você pensa.

Ben onun kadar yaşlıyım.

- Tenho a mesma idade que ele.
- Eu sou tão velho quanto ele.

Ben ondan daha yaşlıyım.

Sou mais velho que ele.

Onun için çok yaşlıyım.

Estou muito velho para isso.

Ben Tom'dan daha yaşlıyım.

Eu sou mais velho que Tom.

Olduğumu düşündüğünden daha yaşlıyım.

Eu sou mais velho do que você pensa.

Senin düşündüğünden daha yaşlıyım.

Sou mais velho do que pensa.

Ben senden daha yaşlıyım.

Sou mais velho do que você.

- Ben senden daha büyüğüm.
- Senden daha yaşlıyım.
- Sizden daha yaşlıyım.

- Eu sou mais velho do que você.
- Sou mais velha do que você.

- Bu dünya için çok yaşlıyım.
- Bu dünya için fazla yaşlıyım.

Estou muito velho para esse mundo.

Ben onun için çok yaşlıyım.

Sou muito velha para ele.

Bu dünya için fazla yaşlıyım.

Estou muito velho para esse mundo.

Senden otuz yaş daha yaşlıyım.

Eu sou trinta anos mais velho do que você.

Ben senden çok daha yaşlıyım.

- Sou muito mais velho do que você.
- Sou muito mais velho que você.

Ben senin baban olacak kadar yaşlıyım.

Eu tenho idade para ser seu pai.

Ben senin erkek kardeşinden daha yaşlıyım.

- Sou maior que o seu irmão.
- Sou maior que o teu irmão.

Ben senin iki katın kadar yaşlıyım.

Eu tenho o dobro da sua idade.

Bu tür bir şey için çok yaşlıyım.

Estou muito velho para esse tipo de coisa.

- Ben senden daha büyüğüm.
- Senden daha yaşlıyım.

- Eu sou mais velho do que você.
- Sou mais velha do que você.

- Senin kardeşinden daha büyüğüm.
- Senin kardeşinden daha yaşlıyım.

Sou mais velho que o teu irmão.

- Ben onun babası olacak yaştayım.
- Ben onun babası olacak kadar yaşlıyım.
- Ben onun babası olmak için yeterince yaşlıyım.

Eu tenho idade suficiente para ser seu pai.

Kendi kendime merdivenlerden yukarı çıkamam. Ben yaşlıyım ve bir asansöre ihtiyacım var.

- Não posso subir as escadas por conta própria. Eu estou velho e preciso de um elevador.
- Eu não posso subir as escadas por conta própria. Estou velho e preciso de um elevador.