Translation of "Dik" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Dik" in a sentence and their spanish translations:

Kadın bize dik dik baktı.

La mujer nos miró ferozmente.

Sami, Leyla'ya dik dik bakıyordu.

Sami estaba mirando a Layla.

Dik oturun.

- Siéntate derecho.
- Siéntese recto.

Bana dik dik baktığını fark ettim.

- Me percaté de que me estaba mirando.
- Me di cuenta de que me mirabas.

Neden herkes sana dik dik bakıyor?

¿Por qué te miran todos?

Genellikle bir çocuk bana dik dik bakar.

algún niño se queda mirando.

Gözlerini oraya dik

Mantén tus ojos ahí

Kendilerini dik tutamıyorlar.

No se pueden mantener erguidos.

Dik dağa tırmandık.

Escalamos la empinada montaña.

Başını dik tut.

Mantén tu frente en alto.

Sırtınızı dik tutun.

¡Endereza tu espalda!

- İnsanlara bakmak kabalıktır.
- İnsanlara dik dik bakmak kabalıktır.

Es descortés mirar fijamente a las personas.

Bir polis şüpheli bir yayaya dik dik bakıyordu.

Un policía estaba observando a un peatón sospechoso.

Atın üzerinde dik duramadım,

Incapaz de mantenerme erguida en la silla,

Baksanıza, burası çok dik.

Miren, es empinado.

Burası dik bir uçurum.

Esto es un gran precipicio.

Dik bir yamaca tırmandık.

Subimos la empinada cuesta.

Lütfen bu düğmeleri dik.

Por favor cose estos botones.

Dik açı doksan derecedir.

Un ángulo recto tiene 90 grados.

Sağ ayağım üstünde dik duracaktım.

Solo tenía que apoyar el pie derecho.

Tom dik kafalı, değil mi?

Tom es obstinado, ¿no?

Neden o kadar dik kafalısın ?

¿Por qué tienes la cabeza tan dura?

- Bu saçmalığın dik alası.
- Saçmalığın daniskası.

- ¡Eso es totalmente absurdo!
- ¡Eso es una solemne tontería!
- Eso es un completo sinsentido.

Boş bir çuvalın dik durması zordur.

Es difícil que un saco vacío se quede de pie.

O cesur bir şekilde başını dik tuttu.

Ella levantó su cabeza con valentía.

İnsanüstü güçlere ulaşmak umuduyla, Kristof Kolomb bir zamanlar beş dakika güneşe doğruca dik dik baktı.İşe yaramadı.

Esperando conseguir superpoderes, Cristóbal Colón una vez se quedó mirando al sol directamente durante cinco minutos. No funcionó.

Ve tırmanmanın mümkün olmadığı dik kayalıklar da var.

Y acantilados muy inestables para escalar.

Burası dik bir uçurum, dümdüz. Muhtemelen 45 metreden fazladır.

Es un acantilado empinado, recto. Debe tener 45 m o más.

Kayalık tırmanışları her zaman tehlikeli olur. Burası oldukça dik görünüyor

Los acantilados siempre son peligrosos. Este parece bastante empinado.

Ancak aşağı inen yol çok dik ve buzlar ile kaplıydı.

Pero las laderas cuesta abajo son más pronunciadas y cubiertas mayormente por hielo.

Pisagor teoremi bir dik üçgenin hipotenüs uzunluğunu hesaplaman için izin verir.

El teorema de Pitágoras te permite calcular la longitud de la hipotenusa de un triángulo rectángulo.

Alabildiğine uzanan ve kavrulan vadiler var. Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla

Valles sofocantes de los que no se ve el final. Acantilados de arena con grandes precipicios

Burası dik uçurumları olan kumtaşı kayalıklarla ve kilometrelerce uzunlukta dönüp dolaşan labirentlerle

Acantilados de arena con grandes precipicios y laberintos que giran durante kilómetros,

Babası onun memur olmasını istedi, ancak genç Ney, aceleci ve dik başlı,

Su padre quería que se convirtiera en empleado, pero el joven Ney, impetuoso y testarudo, se unió a

Bir üçgenin iki dik açısı varsa, o bir kenarı eksik bir karedir.

Si un triángulo tiene dos ángulos rectos es un cuadrado al que le falta un lado.