Examples of using "'t'" in a sentence and their turkish translations:
Saati yanlış biliyorlarmış.
Bu ücretsiz.
O sen misin?
Mahsuru yoksa.
...ve yüzey sularını aydınlatıyor.
Sen yaptın!
O bir sırdır.
Tişörtümü yıkadım.
UV ışığını tuttuğumda nasıl fark ettiğine bakın. Bum.
yani sadece kuzeye, yani sola ya da güneye, yani sağa gidebiliriz.
Şu an o kadar karanlık ki...
Ben yaşamı seviyorum.
O, tişörtünü yıkıyor.
Bir tişört satın aldım.
Gönüllüler bir tişört elde edecek.
Ne hali varsa görsün.
Ben yapmadım.
Hangi tişört kırmızı?
Tom bir tişört kazandı.
bir banka kurmanın yanında ne ki?"
Şimdiye kadar tuttu.
Bugün sıkıcı bir gündür.
Tişörtümü beğeniyor musun?
O ücretsizdir.
Turuncu tişört giyiyorum.
Bu tişörtü tanıyor musun?
O senin gömleğin değil mi?
Size anlatmak istemiştim.
Saat kaç, biliyor musun?
Hangi tişörtü giyeyim?
Tişörtünü beğeniyorum.
Bu kelimedeki "t" telaffuz ediliyor mu?
Şu an sıkılıyorum.
- Kır atın yanında duran ya suyundan ya huyundan alır.
- İtle yatan bitle kalkar.
- Körle yatan şaşı kalkar.
- Köpekle uyuyan pireyle kalkar.
Tom V yaka tişört giydi.
Onunla nerede tanıştın? Hatırlıyor musun?
- Ne yararı olur ne zararı.
- Denemekte sakınca yok.
O bir sır.
Bu Tişört benim için çok küçük.
Bittiği zaman daha güzel olacak.
Umarım doğru yapmışımdır.
Numara hâlâ ezberimde.
Tom kotunu ve tişörtünü giydi.
böylece bir yere gidemez. Bu beni güvende tutar.
Vahşi hayatta kaynaklar bulmalı ve değerlendirmelisiniz.
Halatı aşağı çekelim ve nasıl göründüğüne bakalım.
Bu işe yaramıyor. Hâlâ üşüyorum.
Halatla dümdüz bir şekilde mi inelim,
Sana ne oldu?
Ödünç alabileceğim bir tişörtün var mı?
Tom siyah kot ve beyaz t-shirt giyiyordu.
Sen misin?
Genellikle kot pantolon ve bir t-shirt giyerim.
Pekâlâ, kanyondan inip aşağıda parlayan metalin enkaz olup olmadığını anlamanın en iyi yolu nedir?
Rüzgârı arkamıza aldığımıza ve tehlikeyi de atlattığımıza göre
Bu da burayı kamp için daha az uygun bir yer yapıyor.
Pekâlâ, deneyelim. Hadi. Meşaleyi bırakalım.
Karanlıkta yaptıkları şeyler hiç filme alınmamıştı.
Çitaların karanlıkta avlanabileceğine çok az kişi inanırdı.
Gölgenin ucuna... ...ufak bir taş koyup
ve bu bitkinin sıvısını almak
Enkazı bulabilmek için batıya gitmemiz gerekiyor.
DNA dört tane nükleotitten oluşur: A, T, C ve G.
- Ne! Bu tişört 3000 yen mi? Bu bir soygun!
- Ne! Bu tişört 3000 yen mi? Kazık bu!
Bir şeye ihtiyacın olursa, söyle.
Eğer o kadar iyiysen, onu kendin yap.
Onu yapmak istemiyorum.
Bugün hangi gün?
şişede M O K T O R yazdığını gördün,
İklimi değiştirmek, tuzlu suyu buharlaştırmak için.
ve bu ilaçlar için iyi olurdu. İçerisi çok serin.
Yukarıdaki helikopterin görebileceği şekilde kara yazabilirim.
Buraya küçük bir platform yaptık, yani kardan yüksekte.
Yukarıdaki helikopterin görebileceği şekilde kara yazabilirim.
Ama iyi haber şu ki enkazı bulduk ve görev tamamlandı.
- O nasıl İngilizce mektup yazacağını bilmiyor.
- O, İngilizce bir mektubu nasıl yazacağını bilmiyor.
En çok sevdiğim şey; laptopum.
Deniz minarelerini çiğ yerseniz, bakteri kapma riskiniz vardır.
Fakat kulaklarındaki özel kemikler kumdaki en ufak titreşimleri algılar.
- Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.
- Bir insan aynı hatayı iki kez yapmaz.
Erken olduğunu biliyorum ama eve gitmeliyiz.
Sana söylemek istedim.
İşte tehlike buydu, yolun sonunu görmeden kayarsanız bu olur.
Isınmak için koyun yakalamayı denemek istiyorsunuz demek?
Kalbiniz ne kadar hızlı atarsa zehir vücudunuzda o kadar hızlı dolaşır.