Examples of using "Privilège" in a sentence and their turkish translations:
Bu o kadar inanılmaz bir ayrıcalıktı ki
Ayrıcalığımı yanımda getirmiştim.
Bu bir ayrıcalıktır, hak değil.
Ayrıcalığınızı değişiklik yaratmak için kullanın.
- Ödevsiz hak, ayrıcalıktır.
- Ödevsiz hak, imtiyazdır.
Sizinle çalışmak büyük bir ayrıcalıktı.
Görünüşe göre ayrıcalığımı yanımda getirmedim.
Bize bu koyda özel balık tutma izni verildi.
O da dedi ki: "Ayrıcalığını yanında getirdiğini bildiğine göre,