Examples of using "Zerbrochen" in a sentence and their turkish translations:
Kırılmışlar.
Bunların hepsi kırılmış.
Resmen paramparça...
Sandalye kırıldı.
Benim bıçağım kırıktır.
Onu kırdım.
Birçok kişiyi yendiğini bilirim.
Vazoyu kim kırdı?
Bardağı kim kırdı?
Biri bu tabağı kırdı.
Pencereyi dün kim kırdı?
- Tom bilerek pencereyi kırdı.
- Tom pencereyi kasten kırdı.
Vazoyu kasıtlı olarak kırdım.
Tanrım, baksanıza. Resmen paramparça...
Şişem kırıldı.
Bulaşıkları yıkarken bir bardak kırdım.
Ne kadar şanslısın! Kırılmış bir şey yok.
O pencereyi kasıtlı olarak kırdı.
- Oyuncağım kırık.
- Oyuncağım bozuk.
Bütün kolyelerimi kaybettim ya da kırdım.
Vazoyu kıran o.
Kırmadı.
Bu, John tarafından kırılan pencere.
Camı kıran Jack miydi?
Çocuk vazoyu kırdığını itiraf etti.
Tom'un camı kırdığı gün dündü.
Pencere camını kıran bu çocuktu.
Dün camı kıran Tom idi.
- Dün pencereyi kıran Jack'tı.
- Dün camı kıran Jack'ti.
Baban senin saatini kırdığını biliyor mu?
- Dün camı kıran oydu.
- Dün pencereyi kıran oydu.
Ben onu kırdım.
Tom pencereyi kıran kişi değil.
- Tom soruna bir çözüm için çok fazla düşünüyor.
- Tom soruna bir çözüm için kafa patlatıyor.
Serin olsalar da yağmalanmış ve kırılmışlar.
kıtanın içerisinde parçalanan kısımlara ise biz levha diyoruz
Pencereyi kasıtlı olarak mı kırdın yoksa kazara mı?
Pencereyi kim kırdı?
Onu kırmadım.
Vazoyu kırdığım için senden özür dilemeliyim.
Bir çözüm bulmaya çalışarak beynine eziyet ediyordu.
Onun rekoru asla kırılamayacak.
Camı kırdığı için onu cezalandırmayın. O suçlanmayacak.
Karım şişe kırdığı için tüm mutfak zemini üzerinde süt var.
O kasıtlı olarak pencereyi kırdı.