Translation of "Afrika'da" in German

0.004 sec.

Examples of using "Afrika'da" in a sentence and their german translations:

- Su aygırları Afrika'da yaşarlar.
- Hipopotamlar Afrika'da yaşarlar.

Nilpferde leben in Afrika.

Ülkem Güney Afrika'da

In Südafrika, woher ich komme,

O Afrika'da doğdu.

Er wurde in Afrika geboren.

Aslanlar Afrika'da yaşar.

Löwen leben in Afrika.

Afrika'da kaç ülke var?

Wie viele Länder gibt es in Afrika?

Tunus Afrika'da yer almaktadır.

Tunesien liegt in Afrika.

Augusteno Kuzey Afrika'da doğdu.

Augustinus wurde in Nordafrika geboren.

Hiç Afrika'da bulundun mu?

- Bist du jemals in Afrika gewesen?
- Warst du schon einmal in Afrika?

Polonyalı uzmanlar Afrika'da çalışıyorlar.

Polnische Spezialisten arbeiten in Afrika.

Doğu Afrika'da Tanganyika gölünü araştırdılar.

Sie erkundeten den Tanganjikasee in Ostafrika.

Filler Asya ve Afrika'da yaşarlar.

Elefanten leben in Asien und in Afrika.

Afrika'da bir sürü yılan var.

In Afrika gibt es viele Löwen.

Cezayir Kuzey Afrika'da yer almaktadır.

Algerien liegt in Nordafrika.

Afrika'da açlıktan ölen çocuklar var.

In Afrika verhungern Kinder.

Afrika'da kaç tane fil kaldı?

Wie viele Elefanten gibt es noch in Afrika?

Nil, Afrika'da en büyük nehirdir.

Der Nil ist der längste Fluss Afrikas.

Afrika'da çoğu çocuk açlıktan ölüyor.

- In Afrika verhungern viele Kinder.
- Viele Kinder in Afrika sterben den Hungertod.

Etiyopya, Doğu Afrika'da en büyük ülkedir.

Äthiopien ist das größte Land Ostafrikas.

Güney Afrika'da en düşük maaş nedir?

Wie hoch ist der Mindestlohn in Südafrika?

Tom Afrika'da seyahat ederken sıkmaya yakalandı.

Tom steckte sich auf einer Reise durch Afrika mit Malaria an.

Dr. Hideo Noguchi 1928'de Afrika'da öldü.

Dr. Hideo Noguchi starb 1928 in Afrika.

Her yıl, milyonlarca insan Afrika'da açlıktan ölmektedir.

Jedes Jahr verhungern in Afrika Millionen von Menschen.

Sahra altı Afrika'da yüz milyonlarca insan var ve

Im Afrika südlich der Sahara leben Hunderte Millionen Menschen,

Doğu Afrika'da bazı kabilelerin süt ürünleri ile yaşadığını duydum.

Ich höre, dass einige Stämme in Ostafrika von Milchprodukten leben.