Translation of "Masaya" in Japanese

0.024 sec.

Examples of using "Masaya" in a sentence and their japanese translations:

Masaya oturun.

テーブルにつきなさい。

Kitaplarını masaya koyma.

テーブルの上に本を置くな。

Kitabı masaya bırak.

テーブルの上に本を置きなさい。

Onu masaya bırakın.

それをテーブルの上に置きなさい。

Tepsiyi masaya koydu.

彼女はテーブルの上に皿を置いた。

Yumruğunu masaya vurdu.

彼はげんこつでテーブルをたたいた。

Tom masaya oturuyordu.

トムはテーブルに座っていた。

Tom masaya oturdu.

トムはテーブルについた。

Dirseklerinizi masaya yaklaştırmayın.

テーブルにひじを突くのはやめなさい。

Haritayı masaya serdim.

私は机の上に地図を広げた。

Bunu masaya yatıracak olursak

もっと広い視野から見てみましょう

Mary sepeti masaya koydu.

メアリーはカゴをテーブルの上に置いた。

Dirseklerinizi masaya yaslamayı bırakın.

テーブルにひじを突くのはやめなさい。

Onu masaya geri koy.

- それを机の上に戻して置きなさい。
- それは机の上に戻しといて。

Onu masaya koyabilir misin?

それを机の上に下ろしてくれませんか。

Bardakları masaya bırakır mısın?

そのテーブルの上にそのコップを置いてもらえますか。

Yumruğu ile masaya vurdu.

彼女は拳でテーブルをドンと叩いた。

Kabulde masadan masaya dolaştı.

彼は歓迎会の会場をテーブルからテーブルへと歩き回った。

O, yumruğunu masaya vurdu.

彼はテーブルを拳骨でどんどんたたいた。

O, kutuyu masaya koydu.

彼はその箱をテーブルの上に置いた。

O, çantasını masaya koydu.

彼はバッグを机の上に置いた。

Masaya bir örtü serdi.

彼女はテーブルの上にクロスを広げた。

Aynı masaya oturabilir miyim?

合い席してもよろしいですか。

Bütün gün masaya zincirlendim.

私は1日中忙しくて机から離れる暇がなかった。

O, kitabı masaya koydu.

彼は本を机に置いていった。

Tom cüzdanını masaya koydu.

トムは財布を机に置いた。

Masaya bırakılmış kitabı al.

あのテーブルの上においてある本を取りなさい。

O, kitabı masaya bıraktı.

彼は本をテーブルの上に置き忘れた。

O, dergisini masaya koydu.

テーブルにその雑誌を置いた。

Onun masaya bırakdığı kitaba bak.

彼が机の上に置いた本を見なさい。

Köşedeki bir masaya geçebilir miyiz?

- 隅のテーブルがいいのですが。
- 角のテーブルがいいのですが。

İskambil destesini meşe masaya koy.

トランプを樫のテーブルに置いて。

Dışarıda bir masaya oturabilir miyiz?

外のテーブルがいいのですが。

Alışveriş çantasını pat diye masaya koydum.

買い物袋をどすんとテーブルの上に置いた。

Biraz tereddütten sonra kitabı masaya koydu.

しばらくためらった後で、彼は本を机の上に置いた。

Her zamanki gibi anahtarı masaya koydu.

彼は、いつものように机の上に鍵を置いた。

Tom patlamış mısır kasesini masaya koydu.

トムはポップコーンの入ったボウルを、テーブルの上に置いた。

Garson masaya beyaz bir örtü serdi.

ウエートレスはテーブルの上に白いテーブルクロスをかけた。

Masaya koymak için birkaç güzel çiçek istiyorum.

私はテーブルの上に置く美しい花がいくらか欲しい。

Garson masaya beyaz bir masa örtüsü koydu.

ウエートレスはテーブルの上に白いテーブルクロスをかけた。

Haritayı masaya yayalım ve onun üzerinde konuşalım.

地図をテーブルに広げて話し合おう。

Napolyon, Rus İmparatorun barış için masaya oturacağından emindi

ナポレオンは アレクサンドルは交渉に応じると 確信して待ち続けた

Kartlarınızı masaya yatırın ve bana düz bir cevap verin!

手の内を明かして正直な答えをくれよ。

Anne yemeği masaya koydu ve çocuklara iştahla yemelerini söyledi.

お母さんは料理を食卓に並べて「食べなさい」と言った。

- Masaya bir miktar kurabiye koydum ve çocuklar onların hepsini silip süpürdüler.
- Masaya bir miktar kurabiye koydum ve çocuklar onları hemen yediler.

テーブルにクッキーを置いていたら、子供たちがあっという間に食べつくしてしまった。

masaya sağlıklı bir yemek getirilmesi için karar vermenize gerek olmasın.

迷わずにヘルシーな食事を 用意できるのです

Yatmadan önce genelde ceplerindeki tüm bozuk paraları çıkartıp masaya boşaltır.

彼は就寝前にポケットから小銭を取り出して、テーブルの上にどさっと置く。

Bir zamanlar bir akşam yemeği partisinde onunla aynı masaya oturdum.

彼とは夕食会で同席した。

Kitabı masaya geri koysan iyi olur, zira sahibi oraya geri dönecek.

その本を机の上に戻しておいた方がいいですよ。というのは所有者がそこへ戻ってくるでしょうから。