Translation of "Hoşlanmadığını" in French

0.003 sec.

Examples of using "Hoşlanmadığını" in a sentence and their french translations:

Ondan hoşlanmadığını biliyorum.

- Je sais que tu ne l'aimes pas.
- Je sais que vous ne l'aimez pas.

Ondan niçin hoşlanmadığını bilmiyorum.

- Je ne sais pas pourquoi vous ne l'aimez pas.
- J'ignore pourquoi tu ne l'aimes pas.

Tom işinden hoşlanmadığını söyledi.

Tom a dit qu'il n'appréciait pas son travail.

Senin pizzadan hoşlanmadığını unuttum.

- J'ai oublié que tu n'aimais pas la pizza.
- J'ai oublié que vous n'aimiez pas la pizza.

Senin Tom'dan neden hoşlanmadığını bilmiyorum.

- Je ne sais pas pourquoi tu n'aimes pas Tom.
- Je ne sais pas pourquoi vous n'aimez pas Tom.

Tom'un neden Boston'dan hoşlanmadığını bilmiyorum.

Je ne sais pas pourquoi Tom n'aime pas Boston.

Onu yapmaktan hoşlanmadığını söylediğini sanıyordum.

Je pensais que tu avais dit que tu n'aimais pas faire ça.

Ona Çin yemeğinden hoşlanıp hoşlanmadığını sordum.

- Je lui ai demandé s'il aimait la nourriture chinoise.
- Je lui ai demandé s'il aimait la cuisine chinoise.

Tom'un neden benden hoşlanmadığını biliyor musun?

- Sais-tu pourquoi Tom ne m'aime pas ?
- Savez-vous pourquoi Tom ne m'aime pas ?

Tom'un neden Mary'den hoşlanmadığını biliyor musun?

- Sais-tu pourquoi Tom n'aime pas Mary ?
- Savez-vous pourquoi Tom n'aime pas Mary ?

Tom Mary'ye ondan hoşlanıp hoşlanmadığını sordu.

Tom a demandé à Mary si elle l'aimait bien.

Tom'un senden hoşlanmadığını sonunda fark edeceğini düşünüyordum.

- Je pensais que tu finirais par réaliser que Tom ne t'aimait pas.
- Je pensais que vous finiriez par réaliser que Tom ne vous aimait pas.

Bir kızın benden hoşlanıp hoşlanmadığını nasıl bilebilirim?

Comment puis-je savoir si une fille m'aime bien ?

- Onu sevip sevmediğini bilmiyorum.
- Ondan hoşlanıp hoşlanmadığını bilmiyorum.

J'ignore si tu l'aimes ou pas.

- Neden benden hoşlanmadığını bilmiyorum.
- Beni neden sevmediğini bilmiyorum.

- Je ne sais pas pourquoi tu ne m'aimes pas.
- Je ne sais pas pourquoi vous ne m'aimez pas.

Mary arkadaşlarına Tom'un kendisinden hoşlanıp hoşlanmadığını düşünüp düşünmediklerini sordu.

- Mary demanda à ses amis s'ils pensaient que Tom l'aimait.
- Mary a demandé à ses amis s'ils pensaient que Tom l'aimait.

- Tom'u sevmediğini biliyorum.
- Tom'dan hoşlanmadığını biliyorum.
- Tom'u sevmediğinden haberim var.

Je sais que tu n'aimes pas Tom.